REKLAM ALANI

REKLAM ALANI
REKLAM

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Deprem/ Ömrüm Özkan

 

Depremi iliklerine kadar yaşamış en ağır şekilde zorlu şartlarını görmüş deprem çocuğu olarak yazmak istiyorum bu yazıyı bir çok kişiye okursa bir nasihat olsun istiyorum.

*****
Bundan 21 yıl önce saat 03.02 de yerin altından gelen korkunç bir sesle başlayan o büyük depremin acısı hala taze benim için,
12 yaşında sabah denize gitme heyecanıyla yatağıma yatan bir çocuktum ben.
Nerden bilebilirdim ki yıldızların o gece üzerime yorgan olacağını
Sabahın ilk ışıkları ile birlikte yerle yeksan olmuş bir şehrin ölümünü göreceğimi.
Yitirilen canlar, enkaz altında kalan insanlar sesleriyle inleyen o şehrin desibelini hangi cihaz ölebilir di ki,
Sonra günlerce kurtulmak için bekleyen insanlar onların dirisine mi ölüsüne sarılacağının kaygılı halini yaşayan bekleyişteki canlar,
bekleyip kurtarılan insanlar ve yaşanan travmalar…

******
Allah böyle bir acıyı bu millete bir daha yaşatmasın derken devamında hala rant için yükselen binalar, dolan cepler, lüx hayat yaşıyorum havası atanlar, televizyonda bir şey yapmış olduğunu sana konuşma yapan burası“Deprem ülkesi” olduğumuzun  gerçeğini bilmeliyiz diyen tırı vırılar.
Unutmayın dediklerimizi deprem anında yapın diyenler ve alınması gereken tedbirler bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir diyerek rant peşinde koşmaya devam edenler.
Devamında;
Elazığ
Van büyük depremi ve akabinde bir dünya ufaklı büyüklü yurt geneli depremler
Ve şimdi de İzmir 

*****

Biz, yıkılan bir şehrin ayakta kalan çocuklarıyız.
Unutmadık, unutmayacağız.
Türkiye’min en acı 45 saniyesi “17 Ağustos 1999 ”  ALLAH ülkeme ve dünyada hiç bir millete bu acıyı yaşatmasın …
Diyerek en büyük tecrübe bizdik ve ne oldu
! "TECRÜBE" "y" (e) dik!

Ve tek umut, o soruda saklıydı; “Sesimi duyan var mı?”
Cevapsız kalan soruları unuttuk

Hala kamyon sesiyle deprem mi oldu korkusu yaşamaya devam ediyor olanlarız bizler.

Eger dünya da felaketler, afetler bu kadar arttıysa:bu;mağdura, mazluma, öksüze, yetime muhtaç olana, garip kalana,yetim hakkı yiyenin, alma verme dengesini bozanın iyilik yapmayı unutanın, yardımı esirgeyenin, hor görenin, itenin kakanın, kendini güçlü bulanın ve iktidar uğruna koltuk uğruna para uğruna hırs yapanın adaletsizliğinin bedelidir. Ve ne yazık ki bu bedeli ihmalkarlığın acısı mazlumdan çıkmaktadır. 

Güçlü olmak ezmek demek değildir ezilene göğüs germek siper olabilmektir. 

Din diye şarlatanlığın cehaletinden, çirkin kalpleriyle ettikleri o kabul olmayan dualarından, insanlıktan nasiplenememiş; dini yarım yamalak ögrenmiş, akılsız, düşüncesiz, ne konuştugunu, ne yaşadıgını bilmeyen insan tiplemelerindendir.
Bilmiyorsan ögren!
İnsan olmak; yaratılmışı sevmeyi-saymayı, vicdanı, merhameti, güzel ahlakı, şefkati, hoşgörü ve anlayışı gerektirir.
Yargılamak ve ceza biçmek Yaradanın işidir. 

Bırak öyle kalsın , sen  insan olmaya bak

 

Hiç yorum yok