REKLAM ALANI

REKLAM ALANI
REKLAM

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İstanbul Temsilcimiz Ali Varlı’dan İstanbul’un Taksileri Dosyası

 

İstanbul’un en önemli sorunlarından biri de hiç şüphesiz ulaşım. Taksi plakalarının dudak uçuklatacak rakamlarda olması da başlı başına bir karmaşa haline geldi.

İstanbul Temsilcimiz Ali Varlı’da bu önemli konuya parmak basarak İstanbul’un  taksileri dosyasını açıyoruz..

SESİMİ DUYAN VARMI ….

 

Şimdi sıkı durun !!!

İstanbul’da 17.395 taksi plakası bulunmakta. Bu rakam 1998 yılından beri hiç değişmedi. O yıllarda 9 milyon nüfuslu şehir bugün 20 milyon civarında. Yüzölçümü ve yerleşim alanları ise alabildiğine genişledi. Bu durum arz talep hasebince  taksi plaka fiyatlarını her geçen gün arttırmakta.

Hâl böyle olunca, sektör birçok siyasetçi ,bürokrat,sanatçı,sporcu ve yatırımcının gözdesi bir duruma geldi.Taksi plakalarının % 10’u ,kendisine tahsis edilen ve emeğiyle çalışan gerçek işini yapan taksi sahiplerinin. Geri kalan % 90 ise plaka ağalarının elinde, hisseli veya noter kanalı ile rehinlidir. Rehinli plakalar şahısların gibi gözükse de belirli bir gurubun elinde bulunmaktadır. Bu gurup plakaları üçüncü şahıslara piyasanın üzerinde yüksek fiyatla vermektedir. Devletin ÖTV indiriminin yarısını bu gurup, diğer yarısını da plaka sahibi almaktadır. Bu plakalar daha önceleri taksicilik yapanlara kiralanmaktaydı. Ancak dönen rantın kokusunu alan yatırımcı yeni bir sektör oluşturdu. Kiralıkçı adı verilen bu yatırımcının her birinde onlarca hatta yüzlerce araç oluştu. Devletin vergi ve sigorta kaybı inanılmaz boyutlara erişti. Ve son noktada bizler, gerçekten emeğini ortaya koyan, ağır koşullarla evine ekmek götürmeye çalışan taksi şöförleriyle başbaşa kaldık.

İstanbul’da taksi plakasının fiyatını belirleyen, plakaları elinde bulunduran bir guruptur. Bu mafyavari gurup plaka fiyatlarını 2.5 milyon Tl ye kadar çıkardı. Oysaki plakaların raiç bedeli bu rakamın çok çok altında. Bu yetmezmiş gibi taksi plaka borsası kurdular. Bijon adı altında 16/1 hisse alım satımı yapıyorlar ve her şey kayıt dışı .Kayıt dışı kazanç ve Devletin vergi kaybı inanılmaz boyutlarda. Şöförler odası çatısında örgütlü olduklarından dolayı yaptırım güçleri de önemsenecek kadar fazla. Lakin adı şöförler odası olan bu kurumda şöför olarak çalışanların sayısı da yemeğin içindeki tuz kadar. da başka bir mesele…

Peki ya hepimizin yakından tanıdığı sektörün emekçisi ne durumda ?

İnanın hiç biriniz onların yerinde olmak istemezsiniz. Plaka ağalarının kiralıkçılara kiraya verdiği araçlarda çalışıyorlar. Bir taksi şöförü daha işe başlamadan 550 Tl borçlu, bu rakamı kazanıp kiralıkçıya ödemek zorunda. Bunun yanında durak bedeli, yıkama bedeli,araba arıza yaptığında yatış bedeli, ilaveten işveren yanında çalıştığı halde 5 günlük SSK bedeli, araçlarda alttan vergilendirme yöntemiyle yıllık 1200 Tl vergi bedeli…

Daha sayılacak çok şey var ama tüm bu masraflar çıktıktan sonra kendisine kalabilecek para ile evine gidip âilesini geçindirebilmek zorunda.

Şımdi… yaklaşık 12 ile 24 sat arasında ve hiç izin yapmadan bu şartlarda çalışan bir insandan siz ne beklersiniz

 

Güleryüz ?

Tatlı dil ?

Anlayış ?

Nezaket ?

Düzgün kıyafet ?

 

Şimdi anladınız mı ?Bu sektörün niçin emekçi lehine yeniden düzenlenmesi gerektiğini.! Bir takım sektör ağalarının ve baronlarının ağır Şartlarında ezilmiş, sömürülmüş, psikolojisi bozulmuş, hayatından vazgeçmiş taksi şöförlerine canınızı ,malınızı, namusunuzu teslim edip yola çıkıyorsunuz. Bir gün isten eve dönerken yada sevdiğiniz birine kavuşayım derken canınızı emanet ettiğiniz direksiyondaki şöför cinnet geçirebilir yada kalp krizi geçirip kaza yapabilir, stresten ölebilir yada en küçük bir tartışmada etrafına saldırabilir.

 

İstanbul’da 40.000 çalışanı olan başka bir sektör yok. Ve bu kadar denetimsiz başı bos bir sektör de yok. Bu konu ivedilikle Devletin kurumları tarafından ele alınmalı..

 

IMAMOĞLU, belki iyi niyetliydi, ancak yanlış yerden tutundu. Şayet gerçekten bu işi İstanbul halkının ve emekçi şöför esnafın lehine düzeltmek istiyorsa sonuna kadar destek veririz. Bu meseleyi kökünden düzeltecek araştırmalarımız ve projelerimizle desteğimizi sağlarız..

 

Devletimizin yetkili kurumları gerçekten samimi bir çalışma içine girerse, bizler tüm medya çalışanı arkadaşlarımızla ve  STK’lar ile desteğimizi veririz.

 

Artık ağalar değil, Devlet kazansın, Belediyemiz kazansın, emek veren çalışan kazansın,20 milyon İstanbul halkı kazansın…

 

Bu konuyu Dijital ve Ulusal medyalara taşıyacağım. Nelerin döndüğünü öğrenmek herkesin hakkıdır…

Hiç yorum yok