REKLAM ALANI

REKLAM ALANI
REKLAM

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

Sanatçı, Küratör İlke Alkan İle Hoş Bir Sohbet


 
Sanatçı, Küratör İlke Alkan İle Genel Yayın Yönetmenimiz Taner Özgür keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi. Alkan bilinmeyen yönlerinizi gazetemizle paylaştı.

T.Ö : İlke Alkan kimdir ve neler yapar? 

İ.A : Haziran 1994 İstanbul doğumluyum. Ekonomist bir anne babanın tek çocuğuyum. Bekarım. İstanbul’da ikamet etmekteyim. Mesleğime değinmeden önce, eğitim geçmişimden bahsetmek isterim. Lisans eğitimimi Sabancı Üniversitesi, Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı bölümünde tamamladım. (2012-2016) Ardından Master eğitimim için Londra’ya taşındım. Londra Sanat Üniversitesi’nde Küratörlük ve Koleksiyonerlik tezli yüksek lisansını dereceyle bitirdim. (2016-2017) Daha sonra Sabancı Üniversitesi’ne burslu ve maaşlı olarak Görsel Sanatlar bölümüne kabul edildim. Hem ikinci yüksek lisansımı yaptım hem de sanat bölümünde öğretim asistanı oldum. (2017-2019) Aynı dönemde, 2018-2019 yılları arasında da sanatı kurumsal hayatta deneyimleyebilmek adına İş Sanat kurumunda Sanat Koleksiyon Uzmanı olarak çalıştım. Ayrıca kuruma ait olan Kibele Galerisinde de küratör asistanlığı yaptım. Kurumsal hayatın benim için akademik hayattan sonra geldiğini anladığım an, istifa ettim. Hemen ardından akademik ideallerimi devam ettirmek için sanatta yeterlik doktorasına başvurdum. Şu an halen Yeditepe Üniversitesi Plastik Sanatlar ve Sanatta Yeterlik bölümünde doktora eğitimimi sürdürmekteyim. Doktora eğitimime devam ederken de, sanatıma ve küratörlük kariyerime freelance olarak devam etmekteyim. Sanatımla çeşitli sergilerde yer alıp, belli sergilerin de küratörlüğünü yapmaktayım. Ayrıca firmalara ve koleksiyonerlere sanat danışmanlığı sağlıyorum. 











T.Ö :  2020 yılını değerlendirecek olursanız pandemi süreci sizi nasıl etkiledi? 


İ.A : Açıkçası hepimizin bildiği bir gerçek var ki, pandemi süreci insanları sadece ekonomik olarak, yakalananları fizyolojik olarak etkilemedi, aynı zamanda psikolojik olarak etkiledi. Benim gibi aktif kariyeri olan, seyahat tutkusu olan, sosyal birisi için bu dönem duygusal olarak negatif bir süreç oldu. İnsanın alışkanlıklarından bu kadar keskin bir şekilde vazgeçmek zorunda kalması yıpratıcı. Ancak, sanatçı kariyerime etkisinden bahsetmek gerekirse, pandemi sürecinin büyük bir etkisi olmadı. Online olarak Türkiye’de ve yurt dışında bir çok sergide yer aldım. Ankara’da ArtAnkara sanat fuarının düzenlediği “Sahiplenme” projesinde dereceye girip sergilenme hakkı kazandım ve enstalasyonum orada yer aldı. Ardından Antalya’da Uluslararası Dans ve Müzik Kongresi’nin sanat sergisinde tablom sergilendi. Ayrıca pandemi temalı bir sanat projem halen İstanbul Uniq Expo’da “Art.ist.sauna” sergisinde sergilenmekte. Pandeminin tek negatif etkisi İtalya’da Venedik Sanat Fuarı ve Floransa Bienali’ne eserlerimle katılmak için aldığım davetleri geri çevirmek durumunda kalmış olmam. Sanatsal üretim sürecimden bahsetmek gerekirse, evde geçirdiğim süre daha fazla olunca, daha da üretken oldum diyebilirim. İki yeni seri yarattım. 










T.Ö :  2021 yılı için hedeflediğiniz plan ve projeler nelerdir? 

İ.A : 2021 yılının ilk sanat projesi planı, İtalya’da düzenlenen COCA sanat projesinde dört eleme sonucu finalist olmam ile gün yüzüne çıktı. Sergilenme hakkı kazandım. Artık işlerim onların İtalya online arşivinde ve web sitelerinde yer almakta. Finalde de ilk üçe girersem bana Roma’da bir yıl Sanatçı rezidansı sunulacak ve çeşitli sergilerde yer alacağım. Sonuca göre değerlendireceğim projelerden ilki budur. Ayrıca doktora programımın ilk yılını tamamladığım için artık tez aşamasına geçeceğim. Önemli projelerimden biri de araştırmam olacak. Son olarak bir sanat galerisiyle küratörlük görüşmesi sürecindeyim. Projenin Londra ayağını yönetmem isteniyor, oradaki sanat bağlantılarımı kullanarak. Açıkçası pandemi süreci nedeniyle gidiş geliş problemi biraz beni düşündürüyor. Henüz pandemi sürecini ön göremediğim için imzalar atılmadı ve bu nedenle burada isminden bahsedemiyorum. Ama çalışmaya karar verirsek web sitemden açıklıyor olacağım.



 

 









T.Ö : Kariyerinizin yanı sıra Instagramda blogger olduğunuzu gördük? Biraz bahseder misiniz? 

İ.A : Açıkçası bloggerlık biraz tasadüfen gelişti. Önce de bahsettiğim gibi seyahat etmeyi seven biriyim. Dünyayı gezmek, farklı müzelere ve galerilere gitmek, gittiğim şehirlerin mutfağını deneyimlemek ve bu anılarımı da çevremle paylaşmak adına kişisel instagram hesabımdan paylaşımlar yapıyordum. Ayrıca her zaman modaya ilgim olmuştur. Zaten bir sanatçı olduğum için tasarım ve moda gözüne hiç uzak değildim. Bloggerlık tamamen pandemi sürecinde gündeme geldi. Daha önceki paylaşımlarımdan dolayı çevrem blogger olmaya teşvik ediyordu ancak akademi ve kariyerimin yoğunluğundan zaman ayırmak istememiştim.Ta ki pandemi süreci nedeniyle işlerime ve okula online devam etmeye başlayana dek. Evde zaman geçirmeye fırsat bulunca değerlendirmek istedim. Önceden de ürettiğim tür içerikleri daha sıklıkta paylaşıp biraz daha moda, lüks ve hayat stiline ağırlık verince sayfam oldukça ilgi çekti ve hızlıca büyüdü. Şu an yüksek etkileşimli bir bloggerım, çeşitli markalarla reklam çalışmalarım yürümekte. Ama ben bloggerlığı bir meslek değil, keyifli bir hobi olarak görüyorum. Kesinlikle kariyerimin önüne geçemez. 

















T.Ö :   Ülkemizde insanların sanata bakış açısını değerlendirirmisiniz? 

İ.A : Ülkemizde insanların sanata bakışı yavaş gelişse de umut vadediyor. Bana göre bir toplum sanata ne kadar aşina olursa o kadar sevme ya da sevmeme opsiyonuna sahip olur. Sanatla yeterince iç içe olmayan bir toplumu sanattan anlamamak ya da sanat düşmanı olarak adletmek kesinlikle yanlış bir tutumdur. Günümüzde kemikleşmiş sanat projelerinden olan İstanbul Bienali ve Contemporary İstanbul’un ülkemiz insanının sanata bakışı üstünde etkisi çok büyük. Ayrıca gitgide artan sanat galerileri, sergiler ve organizasyonlar sanatın yaygınlığını daha da destekliyor. Sanatın bu denli yaygınlaşması toplumu da içine adapte etmeye sebep oluyor. Bu çok önemli. Bana göre bir toplumun tümünün sanatı anlaması ve sevmesi ütopik bir düşünce. Toplumun yarısının bile bu görüşte olması neredeyse imkansız. Ama önemli olan sanatı anlamak değil, sevmekte değil, sadece sanata teslim olmak önemli. Bir sanat eserine bakarken onun hakkında düşünmek, beğenme ya da beğenmeme fikrine ulaşma sebeplerini değerlendirmek... İşte bu tercih süreci sanatı deneyimleme şansı tanıyor ve bu da kişinin alışılagelmiş realitesinden kısa bir süre olsa da uzaklaşmaya ve özel bir an deneyimlemesine sebep oluyor. Ben bu deneyimlemeleri sıklıkla yaşayan bir insanın zamanla sanat sevgisine sahip olacağı görüşündeyim. O nedenle sanat üretmeye de sanatı sergilemeye de tam destek veren bir insanım.























T.Ö : Aldığınız eğitimlerden dolayı şuan hak ettiğiniz yerde olduğunuzu düşünüyormusunuz? 

İ.A :  Tabiki şu an almış olduğum eğitim birikimiyle bütün sanat hayatım yönlenmekte. Tüm emeklerimin hakkını alıyorum. İyi ki bu kadar emek vermişim. Şu an sanat piyasasında benden yaşça ve tecrübece çok büyük insanlarla çalışmaktayım ve onlar tarafından taktir edilmekteyim. Bu gurur verici. Sahip olduğum birikim en değerli hazinem. Bu nedenle bir akademisyen olmak ve birikimimi ben de öğrencilerime aktarma hedefindeyim. Bu doğrultuda da doktora eğitimime devam etmekteyim. 
















T.Ö : Son olarak neler söylemek istersiniz? 

İ.A :  Son olarak bu kadar kendimden, kariyerimden, projelerimden bahsettikten sonra okurun bana nasıl ulaşacağına değinmek isterim. Katıldığım ve küratörlüğünü yaptığım yurt dışı ve yurt içi bütün sergilere, sanat eserlerime ve projelerime www.ilkealkan.com web sitemden ulaşılabilir. Ayrıca İnstagram’daki blog sayfamı da merak ederlerse @ilkealkan hesabımdan erişebilirler. Güven Haber Ajansına bu röportaj ve sanata duyarlılıklarından dolayı teşekkür ederim. 

Hiç yorum yok